Toprakta açan ve ateşte pişen çiçekler olarak nitelendiriyorum çini sanatını. Anadolu’da ilk özgün çininin örneklerine Tokat gök medresede rastlıyoruz. Ateşte açan çiçekler Asırlar boyunca yarenlik yapmış insan oğluna mekanların duvarlarında ve yer döşemelerinde sunduğu güzelliklerle. İşte bu sanatı Tokat Niksar’da ki atölyesinde yaşatmaya çalışan YAŞAYAN EFSANELER İLK TEK VE SON USTALAR kitabında yer alan 45 ustadan birisi olan Tülay Atila ustamı siz Tokat’a Dair sayfası okuyucuları için daha yakından tanıyacağız.
Niksar kalesinin sırtlarında ki evinin bahçesinde gül kokuları arasında Niksar ovasına kuş bakışı manzarasıyla çalışanlarının ufkunu açan Ustamla başlıyoruz derin bir sohbete.
Çini ustaları, “reçete” olarak adlandırdıkları doğayla ilgili geleneksel yapım bilgilerini ve süsleme tekniklerini usta-çırak ilişkisi içinde yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktararak yaşatmışlardır. Geleneksel çini sanatına karakterini veren ve onu koruyan en temel etmen; hammaddenin teminine, boyaların hazırlanmasına, üretim araçlarının yapım ve kullanımına, fırınlama süreçlerine, süsleme tekniklerine ve estetik anlayışlara ilişkin kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılan bilgiler ve uygulamalarda kendini gösteren geleneksel zanaatkârlıktır. Anadolu‟da ilk mavi çininin izlerine Tokat Gökmedrese‟deki çini örneklerinde rastlıyoruz.
Tülay ATİLA
1943 doğumlu memur bir babanın çocuğu olan Tülay usta ilkokulu ve ortaokulu Niksar‟da okur. Çocukluk aşkı olan gençle yıllar sonra karşılaşır ve onunla evlenir. Üç çocuğu olur.Tülay ustam çok çalışkan, boş durmayı sevmeyen, üretime ve yeniliğe daima açık, bildiklerini ihtiyacı olanla paylaşmayı seven birisi. Gurbet ellerden Memlekete dönüş yıllarını ‘yeniden diriliş’ olarak dillendirdi. El sanatlarının çeşitli alanlarında becerisi olan ve 25 yıl hobi olarak yaptığı çalışmalarla kendisini geliştiren Tülay Ustam yine boş durmadı. Ebru sanatını öğrendi ve 50 yaşında usta öğretici belgesini aldı. Bunun yanı sıra gönüllü işlerde görev almayı da ihmal etmedi. NİKBED (Niksar Bedensel Engelliler Vakfı)‟nda öğretmenlik ve aynı zamanda başkanlığını da yaptı.
“Bunlar bana yetmedi, hayallerim vardı ve bu hayallerimden kaymakam beye bahsettim. Gönüllüler tarafından gerekli malzemeler ve destek sağlandıktan sonra bedensel engelliler yararına çini üretimi yapıp, gelir sağlamaya başladık. Daha sonra ben bu görevimden ayrıldım ve kendi atölyemi kurdum. Bunun için gerekli belgeleri ve ustalığımı 68 yaşında aldım. Niksar’a çini işini ilk getiren benim. Fark yaratmak için bunu seçtim. Bir iki fırın bozduk ama işi öğrendik. Şimdi şu anda 5 yıldır kendi ürünlerimizi farklı bir şekilde üretiyoruz. Bilmediğimiz için çalışmalarımızda biz kendi kendimize, farklı usullerde üretim yapmışız. Bizim bu üretimimizi de müşteri çok beğendi. Bizim çinilerimiz Kütahya’nınkinden farklı. Şimdi bilmediğimizden dolayı yarattığımız bu farkımız bizim markamız oldu.”Hamur haline getirilmiş killi toprağın pişirilmesiyle yapılan, çeşitli renk ve motiflerle süslenmiş, sırlı, seramik ev eşyaları veya duvar panolarına “çini” denir. Çinicilik ise, kendine özgü yapım ve süsleme teknikleriyle yüzyıllardan beri yaşayan geleneksel Türk çini sanatının etrafında şekillenen zanaatkârlığı ifade etmektedir. Çini süslemelerinde genellikle kozmik düşünceleri ve inançları simgeleyen geometrik şekiller, bitkisel süslemeler ve hayvan figürleri değişik renk kompozisyonları ile kullanılmaktadır. Renk kompozisyonlarında beyaz veya lacivert fon üzerine kırmızı, kobalt mavisi, turkuaz ve yeşil renklerin kullanımı geleneksel çinilerin karakteristik özelliğidir.
“Kursiyerlerimizle ve çalışanlarımızla beraber Amerika’ya ve üç kıtaya oğlumun sayesinde ürettiğimiz çinileri pazarlıyoruz ve para kazanıyoruz. Tek hayalim çininin okulunun kurulması.”
Tülay ustam bir derya, bir okul. Bu okula kayıt olanlar çok şanslılar. Kurduğu atölyelerde 120 kişiye ekmek kapısı olan ve ürettiği ürünleri üç kıtaya satan marka bir isim.
Tülay ustamı hayata bağlayan, dinamik olmasını sağlayan içinde ki sönmeyen çalışma aşkı.Niksar’da çini öğretmenliği yapan ve 75 yaşında geleceğe dair planları olan, yaptığı işin okulunu kurup daha çok kişiye ulaşmayı amaç edinen, yaşanmışlıkların hakkını veren bu güzide insanın anlattıklarından yola çıkarak kendimizdeki yaşam enerjimizin açığa çıkması için bir öncü niteliğindeki hikâyesinden, yaşın öneminin olmadığını, sadece işimize odaklanmamız gerektiğinin altını çizer, üretmenin, çalışmanın, sosyal anlamda faal olmanın insana kattığı huzuru ve sağlığın geriden gelenlere örnek olması dileğiyle…
Teşekkürler teşekkürler ustam. Tokat’a Dair sayfası okuyucuları için
Dünya üzerinde insanlar bir direktir. Bu direkler üstünde sevgiye ait bir not vardır.
Bu notu okuya bildiysek ne mutlu bize.
-Çırak yetişiyor.
-Hayali; bir okul kurmak.
-5 yıldır çini işini yapıyor.
Güzelliklerde buluşmak dileğiyle selamlar sevgiler
Dünya Köylüsü
Sosyolog yazar
Ayla Bağ