Demlenmiş insanın karakteriyle bir bütün olan, sırlara ayna tutan Tokat’a has 4 kulplu yeşil sırlı çömlek, yöre  kültürünün bir yansımasıdır. Çamura şekil veren, geleneği koruyarak geleceğe ışık olan, Kültür Turizm Bakanlığı Devlet Zanaatkarı, Ahilik geleneğinden gelen ve çömlekteki yeşil sırın sırrını bilen 4. kuşak, son ustalardan birisidir, Kazım Çömlekçioğlu.
Ustamı Taşhan’daki dükkanında ziyaret ediyoruz ve koyu bir sohbete dalıyoruz. Toprak, su, hava,  ateşİn birleştirdiği  çömleğin tarihin derinliklerine ışık tutan hikayesini ustamdan Tokat’a Dair sayfasının okuyucuları için dinliyoruz.

Çömlek; çamur haline getirilen killi toprağın, elle ya da çömlekçi çarkında şekillendirilmesiyle üretilen testi, vazo, güveç  küp gibi eşyaların  topraktan yapılan halidir.Çömlek yapımı Anadolu, Kuzey Suriye ve Kuzey Mezopotamya‟da yaklaşık 8200 yıl önce ortaya çıkmış ve 2000 yıl gibi kısa bir sürede dünyaya yayılmıştır. Anadolu’da ilk çarklı çömlekçiliğe ait bulgulara günümüzden yaklaşık beş bin yıl önce ilk kez Kayseri dolaylarında, Alişar’da, Boğazköy’de ve Truva’da rastlanmaktadır. Osmanlı devrinde su küpleri, kavanozlar, su testileri gibi kaba eşya, sırlı ve sırsız pişmiş topraktan yapılmıştır.
1958 doğumlu Kazım Çömlekçioğlu “Atalarımdan gelen dördüncü kuşak ustalardanım. Çömlekçilik mesleğini ilkokuldan beri yapıyorum. Tokat’a has dört kulplu yeşil sırlı çömlekçiliğin son ustasıyım.“
Dünya üzerinde dört kulplu çömleğe ilk bu topraklarda rastlanır. Dört saplı, yeşil sırlı çömleğin sırrını, sosyolojik olarak baktığımda ben şöyle yorumluyorum “Her bir kulp bir anlam taşır ve bu değerlerden muhakkak birisine sahip olan insan sırlı insandır. Yani demem o ki bir insanın tutulabilir bir yanı olacak, hamurunda var olan ve bu güzelliklerle yoğrulan adalet, merhamet, sevgi, ilim, cömertlik, cesaret gibi değerlerden hâsıl olan insan, en az dördünü bünyesinde barındırmalı ve bu değerleri çoğaltmalı, yansıtmalı. Dördü birden olursa ne âlâ. İnsan-ı kâmil olmanın dört dörtlük hali. İşte o dört kulpun sırrı.” dediğimde ustam hayretle dinledi ve çok güzel bir yorumlama olmuş. Ben de ilk defa sizden duyuyorum dedi.

“Bu işi huzur bulmak için, üretime katkı sağlamak ve negatif enerjiyi atmak için yapıyorum. Yaptıklarım beğenilince çok hoşuma gidiyor. Çalışmak bol bol çalışmayı öğretti. Emekli oldum hala çalışıyorum. Bizden sonra yetişen çömlekçi ustası yok, şimdiki gençler ilgi duymuyorlar bu mesleğe. Güveç, çömlek ve süs eşyası yapıyorum. Güncelliğini korumak için yoğurt kabı, çiçek saksısı üretiyorum. 40 yıldır bu işin içindeyim. İşimi severek yapıyorum. Herkesin bir uğraşı olsun diyorum. Hayatın içinde olmak ve üretime katkıda bulunmak beni çok mutlu ediyor.”
“Çömlek yapımında kullandığımız toprak farklı, güveç için kullandığımız toprak farklı. Tarım arazilerinden toprak almamız yasak. Hafriyat toprağı kullanıyoruz. Toprağın hası yağlı olandır. Güvecin toprağı dağdan gelir. Türkiye’de en iyi güveç Eskişehir ve Sorgun‟da yapılır. Eskiden bir tezgâhta üç kişi çalışırdık; çırak, kalfa, usta. Şimdi makinalarda tek başına usta var. Çırak bulamıyoruz. Bu sanat öldü, son ustası benim. Hayalim, güzel bir fabrika kurup tuğla üretmek isterdim. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, Şimdilerde restorasyon çalışmalarında kullanılan tuğlalar aslında yanlış kullanılıyor. Çünkü buralarda kullanılan tuğlaların su emen cinsten, el dökmesi olması gerekir. Su çekmeyen tuğla fabrikasyondur, binanın ömrünü kısaltır ve duvarı nemden öldürür.
Çömlek dinlendirilmiş, elenmiş topraktan, balçık haline gelen çamurun şekil aldıktan sonra, 1200 derecede fırına girmesi ve 900 derecede pişmesiyle vücut bulur. Tam sırlı çömleklere eskiden üzüm pekmezi, yağ, çökelek basılıyordu. Şimdi sırlı çömlek üretmiyoruz.” diyen Kazım Çömlekçioğlu ustayı Taşhan‟daki dükkânında ziyaret edebilirsiniz.

İşinizde başarılar dilerim, yolunuz açık olsun ustam…
-Çırak yetişmiyor.
-Ahilik geleneğinden gelen 4. Kuşak son ustalardan.
-Ustalara sahip çıkılmasını ve değer verilmesini istiyor.
Ustamın sohbetine doyum olmuyor. İnsanoğluda balçıktan yaratılmadı mı?
Çömleğin serüvenini insanoğlunun serüvenine benzetirsek pişmiş toprağın insana sunduğu faydalı hizmeti, pişmiş insanın topluma sunduğu faydayla aynı eşdeğer de  görüyorum. Güler yüzlü, ak saçlı Çömlekçiliğin son ustası, ahilik geleceğinden gelen Kazım Çömlekçioğlu  Ustama çok çok Teşekkür ederiz bizimle ve Tokat’a Dair sayfasının özel okuyucularıyla hikayesini paylaştığı için …
Güzelliklerde buluşmak dileğiyle…
Selamlar sevgiler saygılar
Dünya Köylüsü
Sosyolog Yazar
Ayla Bağ

[zombify_post]


Like it? Share with your friends!